2014 Yamaha Super Tenere XT1200 ZE Testi
2014’de yenilenen Yamaha Super Tenere XT1200 ZE modelini bir süredir merak ediyordum. Fakat aklımı çeler filan diye yanına gidip bakmıyordum bile. Geçen Delta Motor’da sıra sıra dizili görünce dayanamadım bir oturdum, sağını solunu kurcaladım, sonra soluğu İlker’in (Yamah Türkiye) yanında aldım. Sağolsun kırmadı test etmem için bir tane ayarladı. Gittim hemen teslim aldım ve birkaç gün kullandım 🙂
Özellikler
Öncelikle motordan başlayım. 1190cc olması sevindirici haber çünkü Tenere 660 ile aynı vergi dilimine giriyor 🙂 Malum MTV hiç ucuz değil. 2014’de motorda ufak oynamalar yapmışlar. Piston ve kam milini yeniden tasarlamışlar. Böylece daha az titreşim, 2 beygir fazla güç ve 0.3Nm fazla güç üreten daha hırçın bir motor olmuş. Yolda sürüşü de oldukça yumuşak olmuş, uğraştıklarına değmiş 🙂
İlk defa YCC-T (Yamaha’s Chip Controlled Throttle) bir motor kullanıyorum. Sizin yerinize gazı kontrol eden bir çipin olması ilk başta tuhaf geliyor. Siz gazı açıyorsunuz ama kendisi durumu analiz ederek gerektiği kadar açıyor 🙂 Aslında böyle güçlü bir motor için de yerinde olmuş. Özellikle ıslak ve kaygan zeminde size oldukça güven veriyor. Çünkü yaptığınız hataları kapatıyor. Benzin tasarufu açısından da işe yarar birşey. Ayrıca yine eskisinde olduğu gibi 2 farklı sürüş modu bulunuyor. Biri “Mode T” diğeri ise “Mode S”. Eskisine göre aralarında oldukça belirgin bir fark var. T yani Touring modu oldukça yumuşak bir sürüş için ideal. S yani Sport ise çok acayip 🙂
Frenlerde ABS ve UBS (kombine) beraber kullanılmış. Herhangi bir mod ayarı bulunmuyor. Eğer sadece önü sıkarsanız arka freni de gerektiği kadar devreye sokuyor. Eğer önce arka frene basarsanız kombine devre dışı kalıyor ve ön/arka ayrı çalışıyor. Arkanın önden bağımsız olması çok güzel olmuş. Çünkü bazen ayrı ayrı kullanmak gerekebiliyor. ABS devreye girdiğinde frenlerin geri tepmesi baya az. Özellikle arka fren pedalı sizi hiç rahatsız etmiyor. Bunu sevdim. Unutmadan ABS yine kapatılamıyor 🙁 Sanırım bu Japonlar ABS ve güvenlik konusunda baya bir takıntılılar.
Beni sevdiğim bir diğer özellik çekiş kontrolü. Olmayınca dünyanın sonu değil ama olunca insan kendini bir güvende hissediyor 🙂 Super Tenere’de 3 kademeli bir çekiş kontrolü bulunuyor. İlk modda arka tekerin patinaj çekmesini engelliyor. Islak zeminde baya abanmama rağmen başarılı iş çıkarıyor ve hemen arkayı toparlıyor. 2. modda ise biraz kaymasına izin veriyor. Özellikle bu mod arazi ve ıslak zeminde çok eğlenceli oluyor 🙂 Hafif hafif yanlamasına izin veriyor ama riske girince hemen topluyor. 3. moda ise tamamen kapatıyor. Her 3 modu anlatan güzel bir video var buradan seyredebilirsiniz.
ZE modeline elektrikli ayarlanabilen amortisörler de eklenmiş. Hem damping hem de preload ayarları mevcut. Preload ayarı sadece motor çalışıyorken ve hareket halinde değilken yapılabiliyor. Fakat bu gayet normal sonuçta motorun yüksekliği değişiyor 🙂 Sadece Sürücü, Sürücü+Çanta, Sürücü+Yolcu ve Sürücü+Yolcu+Çanta şeklinde 4 farklı ayarı bulunuyor. Damping ayarı ise hareket halinde yapılabiliyor. Ön amortisörler için compression ve rebound, arka amortisör için ise sadece rebound ayarlanabiliyor. Siz bunları tek tek ayarlamıyorsanuz. Soft, Standart ve Hard olarak 3 farklı ayardan birini seçebiliyorsunuz. Ayrıca her birinin -3+3 aralığında 7 farklı ince ayarı bulunuyor. Toplamda 84 farklı ayar 🙂 Aslında bu amortisör işi biraz da pazarlama işi oldu. Fakat amortisörün doğru ayarlanması çok önemli bir konu ve kullandığınız yol şartına uygun ayarlanmadığı takdirde sizi tehlikeye sokabilir. Onun için bu ayarların ne zaman, nasıl yapılacağını doğru şekilde öğrenmek ve uygulamak gerekiyor. Preload ayarları motosikletin yüksekliğini ve doğal olarak şase geometrisini değiştirdiği için bunun hızlıca bir tuşla yapılabiliyor olması çok güzel. Artçılı ve artçısız deneyimlerimde sonuçlar oldukça başarılıydı. Dumping ayarında 3 ana kademeyi denedim ince ayarlarını denemedim. Yolda ve arazide baya belirgin farklar sağlıyorlar. Tekrar ediyorum dumping ayarı önemli bir ayardır!
Elcik ısıtıcılar standart olarak geliyor ve direk menüye eklenmiş. Güzel olmuş çünkü kumanda için ayrı bir ayar tuşu bulunmuyor. 4 Farklı kademesi var. Ayrıca her kademenin sıcaklık miktarı önceden ayarlanabiliyor. Oldukça ayrıntılı ve kullanımı kolay olmuş.
4 kademli ve kolayca ayarlanabilen ön cam bulunuyor. Bu cam eski versiyona göre daha az rüzgar ve ses için yeniden tasarlanmış. Benim Kuzgun’da en büyük şikayetimdir 🙂 Çünkü uzun yolda uzun cam çok işe yarıyor ama araziye girdiğinde ve cam biraz kirlendiğinde önünü göremiyorsun. Super Tenere’nin ayarlanabilir camı bu sorunu çözüyor. Benim boyum 1.85 hem otobanda hem arazide cam boyu gayet güzel iş çıkarıyor. Fakat çok fazla sallanıyor. Aksesuar barı da camın olduğu kısma bağlı olduğu için o da sürekli sallanıyor. GPS takınca nasıl olacak bilemedim. Unutmadan 2 kademeli ve kolayca ayarlana bilen bir de selesi var. Fakat yükseğe alınca ergonomisi baya bir değişiyor. Gidon ve ön cam çok aşağıda kalıyor. Sanki touring bir motor sürüyormuşun gibi hissettim.
Son olarak Hız sabitleme özelliğine de değineyim. 3. vites ve saatte 50km hızdan sonra devreye alınabiliyor. 4. vitesde 150km/s ve 5.-6. viteslerde ise 180km/s’den sonra devre dışı kalıyor. Hız sabitleyiciyi kullanmadan önce açmanız gerekiyor. Bunu yapan ayrı bir tuş bulunuyor ve gösterge panelinde uyarı veriyor. Daha sonra SET tuşu ile hızınızı sabitliyorsunuz ve +/- tuşları ile hızınızı değiştirebiliyorsunuz. Her basışınızda 2km/s azalıyor ya da hızlanıyor. Ayrıca gaz kolunu kullanarak geçici olarak hızlanabilirsiniz. Mesela araba solluyorsunuz. Sonra gaz kolunu bırakınca tekrar set ettiğiniz hıza geliyor. Fren veya debrajdan herhangi birine basınca otomatik olarak devre dışı kalıyor. Açıkcası uzun yolculuklarımda çok ama çok aradığım bir özellik. Çünkü Afrika ve Nordkapp seyahatlerim boyunca yaptığım 30bin kilometrenin sanırım 20bini düz yoldur 🙂
Bunlar dışında aklıma gelenler; yol bilgisayarı, vites göstergesi, orta ayak, 23lt (~400km menzil), led sinyaller ve fren lambası, artçı için el tutacakları, artçı koltuğunun altı ekstra bagaj taşımaya uygun, uzun süre bakım gerektirmeyen şaf aktarma.
Kumandalar
Acaba dokunmatik ekranı ilk hangi marka motosikletine koyacak merak ediyorum 🙂 Gittikçe akıllı telefon ekranlarına benzemeye başladılar. Yamaha’da 2014 yeni Süper Tenere’de modaya uymuş ve tamamen dijital kocaman bir ekran koymuş. 2 farklı bölümden oluşuyor. Sol kısım motor hakkında, sağ kısım ise yol bilgisayarını kapsıyor. Hem gündüz hem gece rahatlıkla görülebiliyorlar. Ayrıca yazılar ve rakamlar da bit kadar değil, eğilip bakmanız gerekmiyor 🙂
Gösterge paneli üzerinde sadece çekiş kontrolü ve reset tuşu bulunuyor. Diğer herşey gidona yerleştirilmiş. Sol tarafta bulunan kumanda tuşları bana hiç kullanışlı gelmedi. Mesela yıllardır sellektör olarak kullandığım tuş menü tuşu olmuş. Selektör uzun/kısa lamba tuşuna basınca yapılabiliyor. Neyseki kornanın yeri aynı. Menü sürekli kullanılan bir yere konulmuş fakat menüyü gezmek için kullanılan ileri geri tuşu çok uzağa konulmuş (yukarda aynanın hemen altında) 🙂 onun yerine hız sabitleyicinin tuşları çok kolayda (lamba uzun/kısa tuşunun yanında). Bence kolay ulaşılabilirlik olarak selektör, menü, hız sabitleyici şeklinde olsa çok daha iyi olurdu. Bu arada dörtlü de sağ tarafta resmen gizlenmiş bir yerde duruyor. Sağ el gaz kolundayken ona basabilenin baya uzun bir baş parmağı olması gerekiyor 🙂 Motoru kapatma tuşu aynı zamanda çalıştırmaya da yarıyor ve çok kullanışlı olmuş. Ayrıca sürüş modu değiştirme düğmesi de sol tarafta bulunuyor. Ona ulaşmak kolay fakat gazı çevirirken aynı anda basmak pek mümkün değil. Zaten sadece gaz kapalıyken (hareket halinde olabilirsiniz) değişebiliyor.
LCD panelde devir saati, hız göstergesi ve vites göstergesi kocaman ve çok kolay okunuyor. Sol tarafta saat, devir saati, hız göstergesi, benzin göstergesi, çekiş kontrolünün modu, sürüş modu ve ekonomik sürüş yaptığınızı göteren bir “ECO” uyarısı bulunuyor. Bu ECO işareti o an ki sürüş şeklinize göre benzin tasarufu yapıp yamadığınızı gösteriyor. Ekranın sağ tarafında ise vistes göstergesi, yol bilgisayarı, elcik ısıtıcı sıcaklık modu, amortisör preload ve dumping ayarlarının durumu bulunuyor.Son olarak da gösterge panelinin altında bir çizgi halinde dizilmiş ABS, çekiş kontrolü, hız sabitleme, elektrikli amortisör, motor, yağ, hararet için uyarı ışıkları bulunuyor.
Vites göstergesi sadece debrajı bıraktığınızda gösteriyor. Normalde vites göstergesine hiç ihtiyacım olmadı. Şimdiye kadar olan motor da kullanmadım. Fakat şimdi denediğimde de sürekli debraj basılıyken bakıyorum, tabii göstermiyor. Sanırım bir mantık hatası yapıyorum 🙂 Neyse ki boşu ayrı “N” lambası ile göstergenin altına koymuşlar yoksa debrajı bırakmadığınız için vites boşta mı değil mi görmenize imkan yoktu 🙂
Yol bilgisayarından hava ve motor sıcaklığı, toplam kilometre, trip 1-2, seyahat süresi, kalan benzin ile tahmini menzil, anlık harcanan benzin, ortalama benzin bilgileri alınabiliyor. Ayrıca depoda yaklaşık 4lt benzin kaldığında F-Trip diye ayrı bir kilometre saymaya başlıyor. Bir akü voltaj göstergesi de çok şık olabilirdi bunların yanına diye düşünmeden edemiyorum.
Sürüş Deneyimi
Ankara sunumu yüzünden İstanbul’dan ayrılacağım için motoru birkaç gün kullanabildim. Hatta test için aldığımda çok da işim olduğu için daha çok şehir içinde kullandım. Otobana ise ancak teslim edeceğim gün yolu uzatarak (Şile yoluna çıkarak) test edebildim. Motoru ilk teslim aldığımda “Mode T” sürüş modundaydı. Biraz sürdükten sonra bu motorun beygirleri, torku nerede diye içimden geçirdim ve hatta biraz da hayal kırıklığına uğradım. Fakat spor moda geçirince diğer modun ne kadar da gerekli olduğunu anladım.
Touring sürüş modunda gaz tepkisi belirgin şekilde azalıyor. Hatta gazı çok hızlı açıp akarsanız makine tepki bile vermiyor 🙂 böylece çok yumuşak bir sürüş sağlıyor. Özellikle arçı ile sürecekseniz en çok o sevecektir diyebilirim. Çünkü hızlanmalar ve ani kalkışlarda sizi çok sarsmıyor. Doğrusal bir ivmelenme ile hızlanıyor ani ataklar yapmıyor (çok mühendis açıklaması oldu) Ben bu modu çok beğendim çünkü çok huzurlu geldi 🙂 Sürekli hırçın bir makine ile boğuşmak çok eğlenceli olmuyor. Ayrıca yağmur altında ve kaykan zeminde de bu mod sizi güvenli bir şekilde gitmek istediğiniz yere ulaştıracaktır.
Spor modunda ise makinenin karekteri değişiyor. Sanki enduro değil 4 silindir bir canavar kullanıyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Eğer çekiş kontolü açık değilse arka sürekli patinaj çekebilir gibi geliyor 🙂
Şehir içi
Motoru ilk teslim aldım ve Caddesbostan’da bir yere gitmem gerektiği için direk trafiğe girmek zorunda kaldım. 2 seneden fazladır 200kilo üzeri motor kullanmıyorum. Onun için biraz endişelenmiştim. Super Tenere 265 kilo ve üzerindeyken bunu size kesinlikle hissettirmiyor. Düşük hızlarda dengesi oldukça başarılı. Hiç zorluk çekmeden duran arabaların arasından aynı Kuzgun’u (Tenere XT660Z) sürüyormuş gibi kıvrıla kıvrıla geçtim. Motor çok geniş durmasına rağmen dar açılardan dönüş yapabiliyor. Düşük hızlarda rahatlıkla yatırarak manevra yapabiliyorsunuz. Bu koca cüsseli bir motor için beni baya şaşırttı. Oturuş pozisyonu, ayakların açısı, gidon uzaklığı ve genişili çok güzel olmuş. Zaten 2014’de gidonu 1 cm geri çekmişler iyi de yapmışlar. Fakat en büyük rahatsızlığım dizlerimin yan granajlara çarpması oldu. Eğer koltukta geri oturmazsanız direk dizleriniz dayalı sürüyorsunuz. Geri oturunca da kontrol zor oluyor.
Touring sürüş modu şehir içinde kullanım için ideal. Çünkü Spor modunda iken düşük hızlarda motorla biraz uğraşmanız gerekiyor. Menülerde çok fazla ayar var. Şehir içi kullanımlarda onlara dalıp gitmemek içten bile değil 🙂 Dikkatli olmak lazım! Tork yüksek olduğu için 2-3 bin devirden 7 bin devire kadar vites aralıkları oldukça geniş. Özellikle Kuzgun’dan sonra vites atmayı unutturdu desem yeridir. Vites geçişleri çok yumuşak ve kısa olduğu için hızlı şekilde vites değiştirebiliyorsunuz.
Bütün büyük motorlada olduğu gibi bunda da ısınma sorunu var. Şehir içinde hemen hararet yapıyor ve fan devreye gidiyor. Neyseki fan havayı sürücüye doğru üflemiyor 🙂 Benzin şehir içi kullanımda benim deneyimlediğim ve yol bilgisayarının söyledi kadarıyla 7lt/100km kadar çıkıyor.
Otoban
Otobanda yüksek hızlardaki performansı bir enduro için beni etkiledi. Özellikle yüksek hızlarda stabilizasyonu iyi. Ön lastik kolay kolay boşa çıkmıyor ve kafa sallamıyor. Titreşim konusunda da çok iyi, size 4 silindir bir makine sürüyormuşsunuz hissi veriyor. Yine yüksek hızlardaki viraj yeteneği güzel. Lastikleri sonuna kadar kullanmanıza izin veriyor. Eğer spor sürüş modunda kullanıyorsanız, 140’dan 160’a çıkmak için gaza basınca birinin sizi arkadan ittiğini hissedebiliyorsunuz. Ön camın rüzgar koruması benim boyum için iyi. Sağlı sollu geniş granajlarda bacak ve dizleri rüzgardan koruyor. Benim kullandığımda ayrıca gösterge panelinin orada rüzgar saptırıcı (wind deflector) vardı. Oldukça işi yarıyorlar tavsiye ederim. Artçılı kullanımda artçı baya geride kaldığı için sizden seken rüzgar onu rahatsız edebiliyor. Fakat şidiye kadar kullandığım büyük motorların hepsinde bu sorun oluyordu. Bunda da değişmemiş oldu. Yakıt harcamasına gelince; edepli kullanımlarda 5,5/100km civarında kaldı. Tabii yine yol bilgisayarının dediği.
Offroad
Ne yazik ki zamanım yetmediği için ve havada günlerdir yağmurlu olduğu için offroad performansını deneyemedim 🙁 ilerleyen günlerde tekrar alıp denemeyi düşünüyorum.
Son Yorum
Genel olarak Yamaha Super Tenere’yi sevdim. Bir tek dizlerimin yan granajlara değmesine ve tuşlarının yerlerine takıldım. Alışmak zaman alır. Alıştıkdan sonra da başka motora geçince tekrar zaman alacak 🙂 Diğer rakiplerinden kağıt üzerinde ağırlık ve motor gücü olarak zayıf kalmış gibi görülebilir. Fakat oldukça güçlü, dengeli ve kıvrak bir makine. Ayrıca standart olarak sunduğu teknoloji ve akseuarlar ile diğer rakiplerinden daha uygun fiyatlı olduğu kesin. Uzun süredir kullandığım bir marka olarak Yamaha, benim gözümde güvenli ve sağlam motorlar üretiyor. Servis olarak da ben şimdiye kadar bir sorun yaşamadım. Kısacası fiyat/performans anlamında rakiplerinden daha iyi kalıyor. KTM 1190 sürmedim ama BMW 1200Gs, Ducati Mutistrada, Triumph Tiger Explorer modellerini daha önce test etme fırsatı bulmuştum. Açıkcası bu sınıfta bir motor alacak olsam bunu tercih ederdim.
Aliufuk
Serkan, şu sıralar Tenere’mle (xtz 660-namı diğer 97) yolları ayırma aşamasında iken 1200 hakkındaki olumlu değerlendirmelerin hiç olmadı valla… 🙂 Ben İzmir’de test sürüşü için 2012 yazında 1200’ü aldığımda ilk dikkatimi çeken Senin denediğin modelde de benzer sesler var mıydı? Selamlar.
Serkan Sogut
Ali selamlar, ne tür sesler? düşünüyorum boşa aldığımda bir hırıltı geliyordu ama normaldi. Onun dışında garip bir ses duymadım. Fan sürekli devreye girdiği için ses çıkarıyor birde…
Aliufuk
Merhaba Serkan,
Bir önceki mesajım eksik olmuş. Okumadan göndermişim… Mesaj şöyle olacaktı; ”… ilk dikkatimi çeken vites geçişlerinde sert başlayıp gittikçe azalarak yok olan hırıltı sesi. Ses aktarım organından, şafttan geliyordu. Fan aynıydı. Yaz ayında İzmir’de motoru çalıştırıp montu ve kaskı giyene kadar fan devreye giriyordu.. Çıkan ses konusunda yaptığın tanımın iyi olmuş… Hırıltı… Aradan iki sene geçti… Belki yeni modelde bu ses yoktur diye ummuştum. Durum budur. 🙂
Serkan Sogut
hımm yok sadece boşa aldığımda bir hırıltı duyuyordum ben onun dışında bahsettiğin gibi bir ses duyduğumu hatırlamıyorum. Boşdayken de sürekli yapıyordu zaten.
Çetin Savaşman
Genelde sürüş esnasında frenleme gerektiği anda gecikmeden ön freni çekelim diye sağ elimizin işaret ve orta parmağı frende olur.
Farklı şekilde sürenler vardır belki. Bu şekilde uzun süreli sürüş eli ve parmakları yoruyor haliyle. Bu motorda kombine fren sistemi güzel. Ancak ben bunun tersinin olmasını isterdim. Yani arka frene basınca ön fren de devreye girsin isterdim. Böyle olursa sağ elimizin iki parmağını ön fren üzerinde tutmamıza gerek kalmayacak. Küçük bir modifiye ile acaba combine frenin çalışma şekli değiştirilebilir mi araştırmak lazım.
Çetin Savaşman
Yusuf
Çetin Bey, Bilirsiniz arka fren viraj içlerinde öne göre hataları daha çok affeder. Bu nedenle yumuşak frenleme durumlarında viraj alma esnasında tercih edilir. Bu nedenle arka frene basınca önüde devreye sokan kombine fren güvenli bir uygulama olmaz. Lean angle maksimuma yakınken bazen en ufak ön frenaj, motor ABS’li olsa bile motoru devirebilir. Bakınız: http://www.youtube.com/watch?v=ON5FhcuAi5E saniye 20 sonrası. Tabii ki tecrübeli bir sürücü bunu engelleyebilir. Fakat böyle bir fenomene önayak olan bir sistemin uygulanması mühendisliğin temel ilkelerine aykırı olur.
kayran
Kombine frenin bazı handikapları var.Dar manevralarda ön frenin de kaliperlerinin sıkışması bazan sıkıntı oluştura biliyor.Bunun la birlikte viraj esnasında aslında konum hız vites ayarlaması yapılıp viraj alınmalı ancak bazan oluyor ya fren ihtiyacı doğuyor arka fren dokunuşta motoru daha fazla yatırmaya imkan sağlarken kombine frenleme sistemi olan motorlarda ön frende devrede olduğu için dikleşme de ola biliyor .Yamaha bence en güzelini yapmış ön frende arkada aktif ama arkada frende ön bağımsız.
Serkan Sogut
Kayran kesinlikle katılıyorum bir süredir kullanıyorum arka frenin önden bağımsız olarak devreye girmesi viraj içinde özellikle çok işe yarıyor.
Frieden Freiheit
😉
Yusuf
Merhaba Serkan Bey,
Bendede senin Kuzgun’un donanım olarak ve hatta renk olarak aynısı var. Ön camın ordaki aparatın (sanırım GPS veya telefon tutucu) markasını ve nereden aldığını paylaşabilirmisin?
Serkan Sogut
Yusuf merhaba, Garmin’in montana serisi için ürettiği orjinal mount’udur. Tam ismi “Garmin Montana 6xx AMPS Rugged Mount with Audio Power Cable” olarak geçiyor. Amerika sitesinden alıp Türkiye’ye kargo yaptırmıştım.
Nurullah Kaya
arkadaşalr bana yardım edebilirsiniz..iki motor arasında kaldım triumph tiger expolrer 1200 xc ve yamaha super tenere 1200 ze .bu iki motor aasında hangisi alınmalı? trıumph tiger 1200xc yıllık vergisi 1.298,00 TL’dir. ..yamaha super tenere 1200 ze yıllık vergisi ne kadardır? bana yardım edin arkadaşlar ..şimdiden teşekkürler
Serkan Sogut
Yamaha 1190cc olduğu için yıllık vergisi 537TL’dir. Hangisi alma konusuna gelince ben ikisini de denemiştim. Bence güzel makineler eğer test sürüşü yapma imkanın varsa sür dene. Hangisi yüzünü daha çok güldürüyorsa onu al derim. Teknik detaylara çok takılma bence. Motosiklet teknik olarak süper olsa herşeyi kafanda istediğin gibi bile olsa eğer üzerine oturup sürdüğünde zevk almıyorsan hiç bir anlamı yok. Zaten daha ilk 5 dk hissedersin seni hangisinin mutlu edeceğini.
Nurullah Kaya
çok teşekkür ederim…aynen test etmekte fayda var.
Mr.Evros
Aynı durum benim içinde geçerli.Ben Yamaha’ya daha yatkın olmama rağmen Triumph aklımı çelmiyor değil.Serkan Tenere’yi almışken herhalde git Tiger al diyemez 😀
Selçuk Çiçek
Serkan bey, Explorer 1200 ve Süper Tenere 1200 kullanmış birini bulmuşken kaçıramazdım. İki motosiklet arasındayım, müsait olduğunda yönlendirmeni bekliyorum. Saygılar…